Anavatan  ve  Diaspora  Arasındaki  Köprü Sağlamlaştırılıyor

Adıge Mak Gazetesi, 15.11.2017

Adıgey Cumhuriyeti Çeraşe Tembot Sosyal Araştırmalar Enstitüsünde yapılan toplantı iyilikle hatırlanacaktır. Maykop’ta düzenlenen Dünya Yatırım Forumunda yer alan kişileri çalışma toplantısına davet ederek görüş alışverişinde bulundular.

Toplantıyı Enstitü Başkanı Lıuj Adam yönetti. Onun belirttiğine göre, biz, soydaşlar olarak, daha çok birbirimize gidip gelebilmemiz için, var olan iletişim olanaklarını daha iyi kullanarak katkı sağlayabiliriz. Çerkescenin (Adıgecenin) öğrenilmesine, ulusal karakterimize, geleneklerimize ilişkin kitaplar, başka materyaller önümüzdeki süreç içerisinde yayımlanacaktır. Ayrıca Enstitümüzde bilim adamları ve bilim adamı adayları çalışmaktadır.

Türkiye’de Çerkesçe, yasalar çerçevesinde en üst eğitim kurumunda (üniversite) öğretilmektedir. Suriye’de, Ürdün’de ve Çerkeslerin yaşadığı diğer ülkelerde de benzer yaklaşımlarla bu eğitimin yapılmasının ne derece önemli olduğu toplantıda dile getirildi.

Bir sivil toplum kuruluşu olan “Adıge Hase” nin Başkanı Lımışeko Ramazan’ın değerlendirmesinde belirttiği ve üzerinde durduğu hususlar insanı derinden düşündürüyor.

       İyi Olanaklarımız Var

Türkiye’de yaşayan ve soydaşımız olan öğrencileri Adıgey Cumhuriyetine davet ederek buradaki gençlerle tanıştırıyorlar. Anadilin öğrenilmesinde birlikte çözümler buluyorlar. Bu tip somut ilişkilerin faydalarını görüyoruz. Dolayısıyla birbirleriyle iletişim ve ilişki kurmak ve birbirlerine gidip gelmek isteyen öğrencilerin sayısı anlamlı bir şekilde artıyor.

Ulusumuza ait objelerin üretildiği iş yeri olan “Nane”nin direktörü Neğuç Aslan’ın girişimiyle, Türkiye, Ürdün, Suriye ve İsrail’den gelen gençlere yönelik toplantılar düzenleniyor. Çerkes düğünlerinde kullanılan pheçiç’lerin (tahtadan yapılan ritim aleti) yapılış biçimini Neğuç Aslan onlara gösteriyor. Her gencin kendi yaptığı pheçiç’i hatıra olarak kendisine tekrar veriyor.

Toplantıda konuşmalar Çerkesçe yapılıyor. Adıge bayrağını yükseğe kaldırıp dalgalandırıyorlar. Halk şarkılarını söylüyorlar. Müzik sesleri yankılanıyor. Yaşları ilerlemiş olanlar bile gençlerle birlikte dans (halk oyunları) ediyorlar.

Birbiriyle tanışıp arkadaş oldular. Birbirlerinden ayrılmıyorlar. Telefonla görüşmeye karar veriyorlar. Hayat hikayelerini birbirlerine anlatıyorlar. Özellikle belirtmek istediğimiz husus ise, gelecekte birbirlerine gidip gelebilmenin yollarını aramaları ve bunu düşünmeleridir.

       Diyaloğun Yararları

-Adıgey Cumhuriyeti Sosyal Araştırmalar Enstitüsündeki toplantıda Tığuj Servet – Ben Çerkesçeyi iyi biliyorum – diyor. Küçükken Çerkesceyi öğrendiğimden dolayı unutmuyorum. Maykop’ta çok şeyler gördüm. Ticaret üzerine konuşurken Çerkesceyi öne çıkarıyoruz. Birbirimize anlattıklarımızı kendi dilimizde daha iyi anlıyoruz.

-Türkiye’den geldim Çerkes Derneği Başkanıyım diyerek konuşmayı sürdürüyor. Hatko Aydın. Köyde Çerkesçeyi öğrenemeyenlerin şehirde dilimizde konuştuklarını çokça göremiyoruz. Anavatanımıza daha çok gelmemiz gerekir. Okuma kitaplarına ihtiyacımız var.

Soydaşlarımızın Yugoslavya’dan getirilmesinde pek çok emek sarfeden Çemışo Gaziy, halkımızın anılarına ilişkin olarak anlattıkları çoğunun dikkatini çekti.

Hatko Aydın’ın konuşma biçimine hayret ediyoruz. Maykop’ta veya Cumhuriyetin herhangi bir ilçesinde yaşayan biri sanıyoruz. Çerkesceyi çok beğendiğini-sevdiğini bize anlatıyor. Cengiz Gül ise anadilimizi anlıyor fakat çokca kullanamadığı için kalbindekilerini bize yeteri kadar aktaramıyor.

Adıgey Cumhuriyeti’nin ulusal işlerinden sorumlu olup diğer ülkelerde yaşayan soydaşlarımızla ilgili iletişim ve ilişkileri sağlayan Komite Başkanı Şhalaho Asker, bir araya gelmeye çok büyük bir değer verdiğini ancak Çerkescenin öğrenilmesine yönelik önerilere katılmadığıı ifade etti.

       Alfabe Değişecek Mi?

Latin alfabesine geçilirse Çerkeçeyi daha kolay öğrenebilceklerini dış ülkelerden gelen soydaşlarımızdan bazıları belirttiler. Fakat Lıuj Adam’ın belirttiği gibi Kiril alfabesini kullanmamız daha yararlı. Değişiklik yapmaya kalkarsak bugün kullandığımız Çerkeçeyi bile kaybedebileceğimizin korkusu var.

Şhalaho Asker, Adıgey’de Kabartay Balkar’da ve Karaçay-Çerkes’deki yazarların eserlerinin artık tarihe mal olduğunu açıkladı. Dolayısıyla anadilimizin yazımı ile ilgili olanakları değiştirmek, bugünkü yaşamımızda bir ihtiyaç değildir.

Özellikle halk bilimini(folkloru) öğrenmenin ve yaşama geniş bir açıdan bakmanın Çerkescenin zenginliği için daha iyi olduğunu ifade edenleri anlayabiliyoruz.

       Okutacakalar, birbirlerine gidecekler.

Soydaşlarımızdan olup ülkemizde okutulacak gençlerin sayıca daha çok artırılması hususu gündeme getirildi. İş adamı olan, ticaret ve turizmle uğraşan gençler dilimizi bilmelidir. Çerkesceyi’de Rusça’yı da okullarımızda öğrenebilirler.

Kültürün, sanatın ve sporun katkılarıyla iletişim ve ilişki olanakları artıyor. Voleybol, futbol ve başka takımlarla karşılıklı müsabakalar düzenleyecekler. Judo’da, samba’da, serbes güreşte ve başka alanlarda soydaşlarımızla bir araya gelmek için uğraşacaklar.

Toplantı başlayınca Hızel Abdullah tercümanlık yapıyordu. Konuşmalar sürerken tercümana gerek kalmadığını ifade ederek Çerkesçe konuştular. Kardeşler arasındaki köprüyü dilin sağlamlaştırdığını bu toplantıda bir kez daha gördük. Bir yıl sonra yine buna benzer bir toplantı düzenlenecek ve yapılan işler değerlendirilecek.

Yemtıl Nurbiy

Çeviren: Пчэнлъэшъу Memduh Ceylan

Anavatan ve Diaspora Arasındaki Köprü Sağlamlaştırılıyor
Paylaş